HUKUK GÜNLÜĞÜ

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın 02.09.2021 Tarihli “İşyerlerinde Covid-19 Tedbirleri” Yazısı Kapsamında İşverenlerce Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü tarafından 02.09.2021 tarihinde yayınlanan “İşyerlerinde COVID-19 Tedbirleri” konulu yazıda; İşverenlerin işyerinde karşılaşılabilecek sağlık ve güvenlik risklerine yönelik koruyucu ve önleyici tedbirler hakkında çalışanları bilgilendirmekle yükümlü oldukları hatırlatılarak; bu kapsamda

  • İşverenlerin COVID-19 aşısı tamamlanmamış işçilerini, işyerinde karşılaşılabilecekleri sağlık ve güvenlik riskleri ve ilgili tedbirler hakkında yazılı olarak bilgilendirmesi gerektiği,
  • Bilgilendirme sonrasında aşı olmayan işçilere, kesin COVID-19 tanısı konması durumunun iş ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından olası sonuçlarının ayrıca bildirilmesi gerektiği, ve 
  • COVID-19 aşısı olmayan işçilerden 6 Eylül 2021 tarihi itibariyle zorunlu olarak haftada bir kez PCR testi yaptırmalarının istenebileceği, test sonuçlarının gerekli işlemler yapılmak üzere işyerinde kayıt altında tutulacağı

belirtilmiştir.

Yazıda belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi için işverenlerin çalışanlardan aşı olup olmadıklarına ilişkin bilgi talep etmeleri ve aşı olmayanlara bilgilendirme yapmaları gerektiği açıktır.

İlk maddede sayılan Covid-19 ile bağlantılı sağlık ve güvenlik bilgilendirmesi, genel olarak iş sağlığı ve güvenliği açısından İşverenlerce halihazırda uygulanan/uygulanması gereken tedbirlere ve mevcut risklere ilişkin bir bilgilendirme olmakla birlikte; iş ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından yapılacak bilgilendirmedeki olası sonuçların ne olduğu açık değildir.

Bugün itibariyle Covid-19 aşısı olma zorunluluğuna veya söz konusu aşıyı geçerli bir medikal gerekçesi olmadan yaptırmayan çalışana uygulanacak yaptırımlara ilişkin çıkarılmış bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Böyle bir zorunluluk bulunmadığı için aşı olmayan çalışanın iş sözleşmesinin feshedilip edilemeyeceği hukuken tartışmalıdır ve bu konuda henüz yargının yaklaşımı da belli değildir. Ancak bizim de katıldığımız ağırlıklı görüş, mevcut yasal düzenlemeler ışığında çalışana aşı olmadığı için sözleşmenin feshi veya ücretsiz izne çıkarma gibi bir yaptırımın uygulanamayacağı yönündedir. Dolayısıyla konunun hukuki açıdan kanun yerine bir genelgeyle düzenlenmesi, uygulamada sorunlar ve belirsizlikler yaratmaktadır.

Yine söz konusu yazıda Kişisel Verilerin Korunması Kanunu yönünden özel bir açıklamada bulunulmamıştır. Bu konuda getirilen yasal bir ek düzenleme veya istisna olmadığı için aşı yapılıp yapılmadığına veya PCR testi sonucuna ilişkin bilgiler, sağlık verisi yani özel nitelikli kişisel veri olarak kabul edilecektir. Bu kapsamda; İşverenler tarafından bu verinin istenebilmesi/işlenebilmesi için çalışanın aydınlatılması ve açık rızasının alınması şarttır. Öte yandan özel nitelikli kişisel verilerin işlenebilmesi için kanunda sayılan bir diğer koşul; kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından işlenmesidir. Hekimler ve sağlık çalışanları, sağlık verileri açısından sır saklama yükümlülüğü altında bulunan ve açık rızaya ihtiyaç duymadan sağlık verisi işleyebilen kişilerdendir. Dolayısıyla bu bilginini işyeri hekimi tarafından sorulup kayıt altına alınması ve işlenmesi, KVKK düzenlemeleri açısından uygun ve pratik bir yaklaşım olacaktır.  

Getirilen düzenlemenin pandemiye karşı yürütülen mücadelede aşıyı teşvik eden olumlu bir düzenleme olduğunu düşünmekle birlikte; uygulamadaki belirsizliklerin giderilmesi ve hukuki dayanağın oluşturulması için aşı uygulaması ve iş hukuku açısından sonuçlarının yasayla ve daha detaylı biçimde düzenlenmesi uygun olacaktır.

Av. Sinem Birsin